Türkler savaş sanatı başta olmak üzere dünya siyasi tarihinde söz sahibi olmuşlardır. Siyasi alandaki bu başarılarını kültürel ve sosyal alanda da sürdürmüşlerdir. Bu bağlamda Dünyanın harikaları arasında sayılabilecek Dede Korkut Oğuznameleri ile tarihi, edebi, hukuki ve daha birçok alanda örnek olan bir şah eser meydana getirmişlerdir. Bu şaheserde Türk milleti için olduğu kadar insanlık içinde son derece önemli olan öğütler bulunmaktadır.
En önemlisi de Türklerin Siriderya boylarındaki hatıralarını Azerbaycan ve Anadolu’ya göç etmeleri ile bu eski hatıralarını da beraberlerinde getirerek yeni bir coğrafyada yeni mücadelelerini de bunlara ekleyerek Dede Korkut Destanının son şeklini oluşturmalarıdır. Coğrafik olarak Dede Korkut oğuznamelerinde Azerbaycan ve Anadolu'nun doğusu belirgin bir şekilde önem arzetmektedir. Bu açıdan Dede Korkut destanındaki birçok yerleşim yeri ve coğrafik yer isimleri Azerbaycan, Doğu Anadolu ve Kafkaslarda yer almaktadır. Birçok araştırmacıya göre Dede Korkut Destanı Coğrafik olarak Azerbaycan, Doğu Anadolu ve Kafkaslarlardaki yer isimlerini içermektedir. Bunun yanında zaman olarak XV. Yüzyılı kapsamaktadır ki söz konusu yüzyılda ve coğrafyada Ak-Koyunlu Türkmen Devleti varlığını sürdürmekteydi. Bu sebeple yaygın olan kanaate göre Dede Korkut Oğuznamelerinin XV. Yüzyılda Ak-Koyunlu Devleti sınırlarında son şekli oluşturulmuştur.