Cumhuriyet tarihinde ordunun siyasi hayata ilk müdahalesi olan 27 Mayıs1960 Darbesi ile Demokrat Parti iktidarı sona ermiştir. Ancak darbe sonucunda kapatılan Demokrat Parti’nin zihniyeti 1961 yılında kurulan Adalet Partisi ile yeniden hayat bulmuştur. 1961 genel seçimlerinden 1965 genel seçimlerine kadar geçen ara dönemde kurulan koalisyon hükümetleri ülkede siyasi düzenin sağlanması noktasında yetersiz kalmıştır. Adalet Partisi’nin 1965 genel seçimleri sonucunda tek başına iktidara gelmesi ise siyasal hayattaki istikrarın sağlanmasında önemli bir gelişme olmuştur. Adalet Partisi’nin iktidarda olduğu 1965-1970 yılları arası dönemde ordu, Demokrat Parti’nin devamı olarak gördüğü Adalet Partisi’nin faaliyetlerini yakın takibe almıştır. Zira ordu, 27Mayıs 1960 Darbesi’nden önce yaşanan problemlerin yeniden tekrar etmesinden endişe duymaya başlamıştır. 1970 yılına yaklaşılırken ülkenin içinde bulunduğu huzursuz ortamdan Adalet Partisi iktidarı sorumlu tutulmuş, Demirel hükümeti ordunun ihtarlarına maruz kalmıştır. Ordunun bu ihtarları 12 Mart Muhtırası ile ete kemiğe bürünmüş, Demirel hükümeti istifa etmek mecburiyetinde bırakılmıştır. 27 Mayıs Darbesi’nden sonra ordu bir kez daha sahneye çıkarak yeniden siyaseti yönlendirmeye çalışmıştır. 12 Mart Muhtırası, Türk siyasal hayatında ara rejim olarak adlandırılan döneme girilmesine de neden olmuştur. Görülen o ki yapılan her anti-demokratik müdahale ile ülke siyasi, sosyal, ekonomik ve dış politika alanında geriye gitmiştir.