Memluklerde devlet ve saltanat anlayışının Ortaçağ Türk-İslam Devletlerinden çok da farklı olmadığı görülmektedir. Özellikle Devlet törenlerine yani teşrifata, görkem ve şatafata büyük önem verildiği bilinmektedir. Diğer yanda devletin kuruluşu nüfuzlu emirler tarafından gerçekleştiği için Merkezi otorite bazı istisnalar haricinde güçlü bir konum kazanamamıştır. Kanlı ihtilaller, emirler arasındaki nüfuz mücadeleleri Memlukleri Mısır ve Suriye coğrafyasına hapsedecek, bunun sonucunda tarihte kurulan bütün Türk devletlerinde gördüğümüz fütuhatçı felsefenin temel hedefi olan cihan hâkimiyeti idealini uygulamaya koyamayacaklardır. Kendilerini belirli bir coğrafyaya hapsetmeleri sebebiyle dünyadaki olayları ve teknolojik gelişmeleri takip edememişler bunun sonucunda da yıkılış kaçınılmaz hale gelmiştir.