Prof. Dr. Hamit Pehlivanlı'yı 1998yılında Kırıkkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'ne başladığım ilk gün tanımıştım.  Okulun ilk açıldığı gündü ve Mühendislik Fakültesi öğrencisi bir arkadaşım hocamla tanışmama vesile oldu. Hocamın, okulun açıldığı ilk gün ve sabahın erken saatlerinde okulda olması hocam hakkındaki ilk intibam olmuştur. Daha sonraki süreçte de hocamı genelde aynı şekilde okulda çalışmalarıyla ve öğrencileriyle meşgulken görmüşümdür. Tarihçilik mesleğine duyduğu hürmet, sevgi, gayret ve ciddiyet daima dikkatimi çekmiştir. Hocanın bu tutumu yalnız benim tarafımdan değil muhtemelen tüm öğrencileri tarafından da takdir edilen ve pek çoğu tarafından da örnek alınan bir husustur.

Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü'ne Araştırma Görevlisi olarak başladığım 2002 yılından Sakarya Üniversitesi'ne görevlendirildiğim 2008 yılına kadar Prof. Dr. Hamit Pehlivanlı Hocamla birlikte görev yapmış olmak da şahsım için büyük bir onurdur. Bu süre zarfında kendilerinden daima sevgi, saygı ve destek görmüşümdür. Burada sözü edilen “Saygı”, bir hocanın öğrencisine ve onun tahsil ettiği ilme duyulan bir saygıdır. Bu saygı hocanın hocalarından tevarüs ettiği ve talebelerine de miras bıraktığı bir tavır ve irfandır kanaatindeyim.